Dramaturjiyi Birlikte Düşünmek: LMDA ile Söyleşi
1985’ten bu yana dramaturgları buluşturan LMDA’dan Sara Freeman ve Lindsey R. Barr ile dramaturji pratiğini, mesleki dayanışmayı ve uluslararası deneyimleri konuştuk.
Sara Freeman, Lindsey Barr
Çeviri: Zeynep Nur Ayanoğlu
Dramatist: Öncelikle LMDA’yı tanıtır mısınız? Kuruluş misyonunuzu nasıl tanımlarsınız; yaklaşımlarınız yıllar içinde nasıl evrildi?
Sara Freeman: Literary Managers and Dramaturgs of the Americas (LMDA)) tiyatro sektörünü akademiyle buluşturan, 1985’te kurulmuş bir meslek örgütü. Hikâye anlatımı, seyirci etkileşimi ve araştırmanın kesiştiği alanlarda çalışan sanatçı ve yaratıcı yapımcılar için hak savunuculuğu yapıyor. Örgüt, kuruluşunda daha ziyade kendi sahnesi olan tiyatrolarda literary manager1 ve dramaturgların rolünü güçlendirmeye, dramaturglara yönetmen, yazar, tasarımcı ve yapımcıların oluşturduğu iş birliği çerçevesinde belirli bir konum kazandırmaya odaklanmış. İlk yirmi otuz yıl boyunca birçok dramaturg için hem destek ağı hem de dayanışma topluluğu işlevi görmüş. Yıllar içinde ise, gerek kurumsal pozisyonlarda, gerek serbest olarak çalışan, gerekse akademisyen olan dramaturgların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kapsamını genişleterek; mesleğe yeni girenler dâhil, kariyerinin farklı evrelerindeki üyelerle buluşmaya başladı.
LMDA Kanada ve LMDA Meksika’nın kendi yapılanmalarını geliştirmesiyle birlikte LMDA artık Kuzey Amerika’daki üç ülke genelinde liderlik yapan ve program üreten, uluslararası erişime ve bağlara değer veren bir yapı hâline geldi.
Lindsey Barr: LMDA’nın merkez ofisi New York’ta. Bir üye hizmet organizasyonuyuz. Temelde Kuzey Amerika kıtasında literary manager ve dramaturji mesleklerinin hak savunuculuğunu yapıyor, dramaturglar ve dramaturjik çalışma yürüten herkes için kaynak, topluluk ve iş birliği sağlıyoruz. 1985’te mesleklerinin Amerikan tiyatrosunda tam olarak anlaşılmadığını veya elzem görülmediğini fark eden bir avuç dramaturg kurmuş LMDA’yı. O zamanlar yılda bir kez toplanıp mesleğe özgü sorun ve fırsatları tartışıyorlarmış. Bu küçük buluşmalar zamanla beş yüzün üzerinde yıllık üyesi, yıl boyu süren programları ve dünyanın dört bir yanından üyeleri olan bugünkü organizasyona dönüştü. Bugün amacımız kaynaklarımızı güncelleyerek hak savunuculuğu için yeni kanallar yaratarak ve programlarımızı üyelerin ihtiyaçlarına göre şekillendirerek dramaturg ve sanatçılara bulundukları yerde ulaşmak.
Dramatist: Dramaturjiyi ve tiyatro ekosistemindeki dramaturg rolünü nasıl tanımlarsınız? Son on yılda dramaturjinin işlev veya önemi konusunda Kuzey Amerika’da önemli değişimler gözlemlediniz mi?
Lindsey: Birçok dramaturg hak verecektir, dramaturgun rolüne dair belirli bir tanım vermek neredeyse imkânsız. Ama bana göre dramaturg prova ve oyun çıkarma süreçlerinde işin en iyi hâline ulaşmasına katkıda bulunan yaratıcı bir sanatçıdır. Michael Chemers’ın Ghost Light: An Introduction Handbook for Dramaturgy [Hayalet Işığı: Dramaturjiye Giriş El Kitabı] başlıklı kitabındaki tanıma sık sık müracaat ediyorum. “Dramaturg dramatik bir metni anlamlı ve yaşayan bir performansa dönüştürme konusunda uzman olan, bir prodüksiyon ortaya koyan sanat ekibinin üyesidir.” Bu iş oyuncu dosyaları hazırlamak, tarihsel araştırma yapmak, yönetmene geri bildirimde bulunmak, yazarla metin değişiklikleri üzerinde çalışmak gibi birçok görevi kapsayabilir. Süreç neyi gerektiriyorsa.
Son on yılda gördüğüm en büyük değişimlerden biri öğrencilerin dramaturjiyle akademide çok daha erken tanışması oldu. Ben 2008’de tiyatro okurken dramaturji seçmeliydi; bunu daha çok yüksek lisansta alınabilecek bir uzmanlık dersi gibi görüyordum. Şimdi ise dramaturjiye özel lisans programları bile var, hatta ABD’de bazı liselerde müfredata girdi. Bu, prodüksiyonun her aşamasında dramaturjinin önemini gösteren, tiyatro süreçlerine katılmaları için öğrencilere yeni yollar açan bir gelişme.
Bunun ilginç bir şekilde, özellikle COVID-19’dan sonra, kurumsal dramaturji pozisyonlarının azalmasıyla paralel gittiğini de gözlemliyorum. ABD’de birçok tiyatro finansal olarak hâlâ tam toparlanamadı. Kimi tiyatrolar kadrolu dramaturglarını işten çıkardı, geri almadı ya da yeni kadrolar oluştururken başka pozisyonlara öncelik verdi. Şu anda dramaturjinin kapsamına dair farkındalık daha önce hiç olmadığı kadar yüksek olsa da tam zamanlı pozisyon sayısı eskiye göre azaldı. Bu yüzden LMDA olarak hep şunu vurguluyoruz; dramaturg olmanın “doğru” bir yolu yok. Eski bir başkanımız “Dramaturji eylemlerini üstlenen herkesi aramıza kabul ediyoruz” derdi. Kendinize dramaturg diyorsanız aramıza katılın. Dramaturjinin bazı yönlerini pratik ettiğiniz hâlde bu unvanı benimsemekten çekiniyor da olabilirsiniz, yine de aramıza katılın.
Sara: Dramaturjiyi tiyatro yapmak için gereken her tür performans malzemesini anlamaya ve harekete geçirmeye dair birbiriyle ilişkili bir pratikler bütünü olarak tanımlarım. Dramaturjinin tiyatro ekosistemindeki rolünün ise işi her zaman özüne döndürmek, sanatçılar arasındaki odaklanmayı ve işle seyirci arasındaki bağlantıyı korumak olduğuna inanıyorum. Dramaturji pratiği (unvanınız ne olursa olsun) tiyatro yaratımının ruhuna odaklanmaktır, yani hikâyenin yapısıyla yazarın dili, mekâna yerleşme biçimi ve üretilen anlam arasındaki ortaklaşmadır mühim olan. Son on yılda yeni oyun geliştirme süreçlerinde dramaturgun rolünü daha iyi kavrayıp benimsediğimiz bir değişim gözlemliyorum. Bunun üzerine dramaturjik çalışmanın vizyoner niteliğini ve metin temelli, fiziksel, müzikal ve çevreleyici (immersive) tiyatro gibi farklı biçimlerdeki yaşamsal değerini savunabilen bir anlayışa doğru ilerleme kaydedildiğini düşünüyorum.
Dramatist: Sizce dramaturglar sanatsal üretim süreçlerinde haklarını korumak ve çalışma koşullarını iyileştirmek için ne gibi stratejiler geliştirebilir? LMDA bu konuda dramaturglara nasıl destek oluyor?
Lindsey: Bu tamamen dramaturga ve çalıştığı sürece bağlı. Provalar resmen başlamadan önce iş kapsamının netleştirilmesini ve sözleşmede sorumlulukların açıkça belirtilmesini savunmuşumdur hep. Bazı yönetmenler dramaturgu sürekli orada görmek ister, bazıları ise pek istemez. Bu da normal. Mühim olan, dramaturgdan tam olarak ne beklendiğinin, dramaturgun hangi çıktıları (program notları, oyuncu dosyaları, fuaye panoları vb.) üreteceğinin, ne zaman provada bulunması gerektiğinin ve nasıl ödeme alacağının önden belirlenmesi.
LMDA olarak üyelerimize bu tür kritik konuşmaları başlatmak için birçok kaynak sağlıyoruz. Çalıştıkları sürecin türüne (yeni oyun, ticari yapım, topluluk tiyatrosu vb.) bağlı olarak yararlanabilecekleri örnek sözleşme ve çalışma kılavuzları sunuyoruz. Ayrıca dramaturgların eğitim ve deneyimlerine göre almaları gereken makul saatlik ücreti hesaplayabildikleri bir araç geliştirdik. Bunun yanında alanda çalışan bazı kardeş organizasyonlarla iş birliği yaparak onları da destekliyoruz. Örneğin Birleşik Krallık merkezli Dramaturgs’ Network (Dramaturglar Ağı) kapsamlı bir sözleşme paketi yayımladı. Bu pakette dramaturgların iş alırken sözleşmeye eklemek isteyebileceği madde örnekleri ve ifadeler de yer alıyor.
Sara: En temel ve pratik strateji iş birliği geliştirmek. Dramaturglar belirli yazar, yönetmen, koreograf veya sahne tasarımcılarıyla yakın iş birlikleri geliştirmeli. Bu sayede o kişilerle yürüttükleri sanatsal süreçlerde hem haklarını savunmak hem de ödemelerini alabilmek için güçlü bir başlangıç yapmış olurlar. Bir dramaturg belirli bir tiyatro topluluğuyla uzun soluklu bir ilişki kurmuşsa da keza. Daha kavramsal düzlemde ise dramaturglar bir süreci ileriye taşıyan veya sanatsal keşfe yönlendiren soruları sürekli olarak sorma ve bu ilerlemenin gerçekleştiği dönüm noktalarını net biçimde adlandırma stratejisi geliştirmeli. LMDA dramaturglara örnek sözleşmeler ve uygulama ilkeleri sağlayarak ilişki geliştirme, geri bildirim süreçleri, araştırma ve prova yöntemleri üzerine sorular sorabilecekleri ya da mentorluk alabilecekleri bir platform olarak destek verir.
Dramatist: Özellikle bağımsız tiyatro ortamında dramaturgların emeği çoğu zaman görünmez kalıyor ya da düşük ücretle karşılanıyor. Sizce dramaturjik emeği görünür ve sürdürülebilir kılmak için nasıl modeller geliştirilebilir?
Sara: Benim temel yaklaşımıma göre dramaturg prodüksiyon ekibinin kilit bir üyesidir; diğer ekip üyeleri ne kadar görünürse o da o kadar görünür olmalıdır ve emeği eşit şekilde ücretlendirilmelidir. Diyelim küçük bir toplulukta tasarımcıya küçük de olsa bir meblağ ödenebiliyorsa dramaturga da ödenmelidir. Dramaturglar sanat ekibinin tasarımcı, koreograf ve sahne üzeri yakınlık (intimacy) koçları kadar temel bir parçasıdır. Dramaturgun daha ziyade seyirciyle etkileşim ve eğitim çalışmalarıyla bağlantılı çalıştığı durumlar da söz konusu olabilir; bu durum baştan netleştirilmeli.
Bazı süreçlerde ise dramaturg yapımcı konumunda olabiliyor; bu, dramaturjiyi desteklemek ve güçlendirmek açısından iyi bir alan sunuyor. Her halükarda dramaturglar konsept toplantılarından itibaren sürece dâhil olmalı. Prodüksiyon toplantılarında yer almalı ve yönetmen, yazar ve oyuncuları oyunun vizyonuna en iyi hizmet edecek şekilde desteklemek üzere provada hazır bulunmalı. Dramaturji çalışmak tiyatro çalışmaktır.
Lindsey: ABD’nin birçok yerinde durum belirttiğiniz gibi. Dramaturgların emeğini görünür kılmak üzere net bir model öneremeyebilirim ama LMDA olarak tüm çalışmalarımız zaten bu yönde. Belirli bir beceri seti geliştirmiş dramaturgların emeğinin maddi bir karşılığı olduğunu gösterebileceğimiz alanlar açarak katkılarını somutlaştırmaya çalışıyoruz. Çünkü emeğimizin büyük kısmı görünmez olsa da yarattığımız etkinin derinliği yadsınamaz.
İnanıyorum ki dramaturglar ödeme ve adil sözleşme konusunda haklarını savunmak için kaynaklarımızı daha çok kullandıkça kurum ve organizasyonlar da dramaturgların tanımlı iş ve beklentilere sahip olması gerektiğini görecektir. ABD özelinde konuşmak gerekirse birdenbire yeni tam zamanlı dramaturji pozisyonları açılacağını beklemiyorum ama dramaturgların eleştirel düşünme, net iletişim, sentez ve araştırma becerilerini işe koştuğu sanat yönetimi alanlarında git gide daha fazla yer aldığını görüyoruz, bu da tiyatro alanına genel anlamda fayda sağlıyor.
Temel olarak insanların hak ettiklerini düşündükleri ücreti talep etmeleri gerekiyor; ödeme yapmakta tereddüt edenlere bu ücreti neden ve nasıl belirlediklerini anlatmaları lazım. Biliyorum, bu ekstra emek ama sunduğumuz hizmetlerin önemini göstermek için hak savunuculuğu önemli bir yöntem.
Dramatist: Sizce uluslararası dramaturji ağlarının oluşması ve büyümesi bu alanı nasıl etkiliyor? LMDA bu tür uluslararası bağlantıları güçlendirmek için hangi adımları atıyor?
Sara: Bence bu durum mesleği canlı tutuyor. Daha fazla dramaturji ağı daha fazla üretim, keşif ve neşe demek. LMDA bu bağlantıları bilgi paylaşımıyla, yüz yüze ve çevrim içi konferanslarla ve ortak etkinliklerle güçlendirmeyi hedefliyor.
Lindsey: Uluslararası bağlantılarımız arttıkça hak savunuculuğu çabalarımız da güçleniyor. LMDA olarak Birleşik Krallık’taki D’N ve Singapur merkezli Asian Dramaturgs Network ve (Asyalı Dramaturglar Ağı) gibi kardeş organizasyonlarla iletişimde kalmaya, neler yaptıklarını öğrenmeye ve birbirimizi nasıl destekleyebileceğimizi keşfetmeye çalışıyoruz. Kurum temsilcilerinin bir araya gelerek küresel ölçekte dramaturjiyi tartıştığı paneller düzenledik ve bu gruplardan üyeler yıllık konferanslarımıza da katılıyor.
LMDA’nın verdiği tüm hibe ve ödüller uluslararası başvurulara da açık. Böylece Kuzey Amerika dışından başvurup bu ödülleri alan kişiler aracılığıyla küresel dramaturji çalışmalarının önemini bu kanallar üzerinden de idrak etmiş oluyoruz. Dünyadaki en eski dramaturji savunuculuğu organizasyonu olarak başka kurumların veremeyebileceği bazı maddi ödülleri sunabilecek eşsiz bir konumda olduğumuzun farkındayız. (Son derece sınırlı bir yıllık bütçeyle çalıştığımızı da belirtmeden geçmeyelim.)
Dramatist: Türkiye’de dramaturji eğitimi veren üniversite programları olsa da birçok mezun sahne sanatlarında sürdürülebilir bir kariyer kurmakta zorlanıyor. Benzer zorluklar Kuzey Amerika’da ya da gözlemlediğiniz diğer bölgelerde de var mı?
Sara: Evet, bu zorlukları her yerde gördüm ve bunlar yaratıcı alanların neredeyse her dalında herkesin karşılaştığı zorluklar. Belirli bir kariyer rotası yok. Tırmanılabilecek basamaklar yok. Son derece eşitsiz ekonomik yapılarda yaşıyoruz. Sanat için ayrılan fonlar yetersiz ve ticari yapımlar kumardan farksız. Çok iyi kazanç sağlayabilir veya her şeyi kaybedebilirsiniz; fakat maaşlı iş bulmak daha da zor. Bu nedenle meslek örgütü olarak bir işlevimiz de tekrar tekrar şu soruyu sormak: Bir yandan kültürün gerektirdiği sanatsal canlılığı temin ederken diğer yandan sanatçılar için yaşanabilir koşullar da sunan yapılar nasıl kurulabilir? Böyle yapılar inşa etmeye çalışıyoruz. Tıpkı oyunların dramaturjisini yaptığımız gibi bağış toplama, satış, bütçe, sözleşme, kâr ve ücret fikirlerinin de dramaturjisini yapabilmek anlamına geliyor bu.
Lindsey: Benzer zorluklar kesinlikle bizde de var. LMDA bu konularda dramaturglara destek sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bu zorlukları dramaturgların geliştirdiği becerilerin ne kadar geniş bir etki yaratabileceğini göstermek için bir fırsat olarak da değerlendiriyor. Örneğin bazı üyelerimiz hibe yazımında uzmanlaşmış. Bu güzel bir fırsat çünkü dramaturglar genellikle iletişimde de çok iyidir ve hibe yazarken büyük ve karmaşık bilgileri alıp kısa ve net anlatılara dönüştürmekte zorlanmazlar. Bunu pazarlama, kaynak geliştirme ve prodüksiyon yönetimi gibi pek çok işe uyarlamak mümkün. Bu nedenle söz konusu zorluklar hiç değilse benim gözümde dramaturgların sahne sanatları içinde de dışında da birçok pozisyon için kritik önem arz ettiğini gösterebilecekleri fırsatlar sunuyor.
Ama bu biraz hassas bir konu, farkındayım. Son derece spesifik bir alanda öğrenim görmüşüm, profesyonel tiyatronun dışına çıkmak başarısız hissettirebilirdi. Kimse bunu bana açıkça söylemiş değil ama örtük olarak böyle bir algı oluştu bende. Dramaturji pratiğim sayesinde yaptığım her şeyin iyileştiğini fark etmek uzun yıllarımı aldı; meslek hayatımı bu gözle görmeye başladığımda ise kafamda bir ampul yandı. Bugün LMDA’nın icra direktörü olmayı dramaturjik becerilerimi kullanarak sanat yöneticisi olabileceğimi fark etmeye borçluyum. Sanmıyorum ki benim durumum münferit bir örnek olsun. Yine de LMDA olarak biz dramaturji kariyeri nedir, sorusunun üzerine gitmek yerine dramaturjinin kendini gösterdiği farklı yolları değerlendirerek söylemi yeniden çerçeveliyoruz.
Dramatist: LMDA dramaturglar için hibe programları, mentorluk imkânları ve profesyonel fırsatlar sunarak önemli bir dayanışma ve mesleki gelişim ağı oluşturdu. Uluslararası dramaturgların LMDA’da aktif rol almasını teşvik etmek için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? İngilizce dışındaki dillerde çalışan dramaturglar için özel girişim veya destek mekanizmalarınız var mı?
Sara: Theatre in Translation (TinT—Çeviride Tiyatro) ağının ve tiyatro çevirisi inceleme dergisi olarak tanıtılan The Mercurian’ın kurucusu gibi, tiyatro çevirisine yoğunlaşan üyelerimiz var. Benden bir önceki başkan Lynde Rosario’nun öncülüğünde International Dramaturgy Lab (Uluslararası Dramaturji Laboratuvarı) gibi programlar geliştirdik. Dramaturglar LMDA üyesi oldukları sürece milliyetleri ya da ikamet ettikleri yer fark etmeksizin organizasyonun tüm hibe ve ödül programlarına başvurabilirler.
Lindsey: Öncelikle şunu söyleyeyim, biz uluslararası bir organizasyonuz. Merkezimiz ABD’de ama Kanada ve Meksika’da da üyelerimiz ve programlarımız var. (Ülkelerimiz arasında daha iyi bir birlik sağlayabilmek için 2020’de kurulan LMDA Meksika’yı desteklemeye devam ediyoruz.)
Dil sorusu önemli. Bizim de sürekli yeniden gündeme getirdiğimiz bir konu. Bazı belgelerimizi İspanyolcaya çevirdik, Fransızcaya çeviri konusunu da görüşüyoruz ancak çeviri süreçlerimiz daha ziyade Kanada ve Meksika’da yaygın olarak konuşulan İngilizce dışındaki dillere göre şekilleniyor. Yine de şu soruyu sık sık soruyoruz: Uluslararası partnerlerimizi ve sanatçıları destekleme biçimimizi nasıl iyileştirebiliriz? Bunun kolay bir cevabı yok. Bence bu konuda daha ciddi ve kapsamlı konuşmalar yapmaya çok da uzak olmayan bir gelecekte başlayacağız.
Dürüst olmak gerekirse şu an ABD’de (bu satırları 2025 Mart ortasında yazıyorum) Trump yönetiminin ifade özgürlüğü ve sanatsal özgürlük alanlarında getirdiği kısıtlayıcı düzenlemeler ışığında nasıl faaliyet gösterebileceğimizi anlamaya çalışıyoruz. Bu yılın büyük kısmı gelişmeleri yakalamaya çalışmakla geçti. O yüzden organizasyon olarak bir noktada durup dikkatimizi uluslararası kaynaklarımızı genişletmeye yöneltebileceğimiz zamanı dört gözle bekliyorum. Uluslararası bağlar kuran, kâr amacı gütmeyen bir sanat kurumu olarak ABD’de gerçekten çok çok zor bir dönemden geçiyoruz.
Dramatist: Dramatist Türkiye, Türkiye’de dramaturg ve oyun yazarlarının bir araya gelip bağlantı kurabilecekleri, iş birliği yapabilecekleri ve kolektif düşünce üretebilecekleri bir alan olarak yakın geçmişte kuruldu. Bu aşamada öncelikli amacımız mesleki dayanışmayı güçlendirmek, dramaturji ve oyun yazarlığı etrafında entelektüel alışverişi desteklemek ve tiyatronun yaratıcı süreçlerini daha görünür kılmak. LMDA’nın uzun yıllara dayanan deneyimine dayanarak böyle bir platform geliştirirken dikkate alınması gereken temel unsurlar sizce neler?
Sara: Üyelerin erişebilirliğini önemseyin. İnisiyatiflerin enerji kökenini nereden aldığını kestirmeye çalışın ve farklı kariyer süreçlerinde ya da yaşam döngüsünün farklı evrelerinde kapasitenin nasıl değiştiğini düşünün. İnsanlar kariyerlerinin farklı aşamalarında bir platformdan farklı şeyler bekler; farklı coğrafyalarda farklı biçimlerde bir araya gelebilirler. Platformunuzun her aşamada ve her coğrafyada herkes için her şeyi yapmaya çalışmak yerine birkaç şeyi iyi yapmaya odaklanması gayet olağandır.
Lindsey: Bağlantı, bağlantı, bağlantı! ABD’deki Dramatists Guild ile çok iyi ilişkiler kurduk ve onları sık sık konferansımıza davet ediyoruz. Dramaturgları oyun yazarlarıyla mümkün olduğunca aynı ortamda buluşturmak istiyoruz. (Kanada ve Meksika’da oyun yazarları ile dramaturglar arasındaki ayrım buradaki kadar keskin değil, bu yüzden sadece ABD’deki kendi deneyimimden söz ediyorum; Kanada veya Meksika’da dramaturg olarak bir prodüksiyon sürecine katılmadım.)
Ayrıca her yıl konferansımızda özellikle dramaturglarla oyun yazarları arasında nasıl ilişki kurulabileceğine dair oturumlar düzenliyoruz. Örneğin ABD’de National New Play Network (Ulusal Yeni Oyun Ağı) var, ki onlarla da yakın iş birliği içindeyiz, New Play Exchange (NPX) adlı yeni bir oyun veritabanı oluşturdular. Bu kurum her yıl konferansımıza temsilci gönderiyor. Böylece üyelerimiz NPX’in sunduğu yeni özelliklerden haberdar olup dramaturglarla oyun yazarları arasında nasıl daha iyi bağlantılar kurulabileceğine dair platforma doğrudan geri bildirim verebiliyor.
Bence bu alandaki başarımız insanları aynı ortama davet ederek yardımlaşma üzerine konuşmaktan geçiyor. Dramaturglar ve oyun yazarları birlikte ne başarmak istiyor? Karşılıklı ve sürdürülebilir bir büyüme için birbirimizin haklarını nasıl savunabiliriz? Bunların kolay cevapları yok ama LMDA olarak meslektaşlarımızla diyaloğa girmemiz gerektiğine inanıyoruz; ne yapılması gerektiğine tek başımıza karar veremeyiz.
Dramatist: Yeni ortaya çıkan bir oluşum olarak öncelikli hedeflerimizden biri dramaturg ve oyun yazarlarıyla etkileşim kurmak, ortak bir hafıza oluşturmak ve topluluk odaklı bir yaklaşımı teşvik etmek. LMDA kendi topluluğunu nasıl oluşturdu ve dramaturglara ulaşmada en etkili bulduğunuz stratejiler neler oldu? Erişim ve katılım açısından hangi yöntemler özellikle etkiliydi?
Sara: LMDA’nın arşivine dönüp bakmak gerçekten etkileyici. Ortak bir hafıza inşa etme fikri çok önemli. Dramaturglar birbirleriyle olduğu kadar oyun yazarları ve yönetmenlerle de gayriresmî ortamlarda buluşup samimi sohbetler ettikçe birlikte üretme olasılıkları artıyor. Erişim ve katılım açısından LMDA’nın iyi yaptığı pek çok şey var ama güzel bir yazıyı paylaşmak, birlikte oyun izlemek ve atölyede ya da prova salonunda bir araya gelmek kadar etkili bir şey olamaz.
Lindsey: Biz topluluğumuzu öncelikle hem ücretsiz programlar (dijital konferansımız, yıl boyunca yapılan tek seferlik paneller, gayriresmî buluşmalar, ilgi alanı grupları vb.) hem de ücretli yıllık konferansımız aracılığıyla inşa ediyoruz. Yüz yüze geldiğimiz konferans gerçek ana etkinliğimiz olsa da dramaturgların yıl boyunca farklı konu ve girişimler etrafında bir araya gelebilecekleri alanlar sunuyoruz. Bunların çoğu ücretsiz ya da sadece aktif üyelik gerektiriyor (yıllık üyelik aidatı 15 ABD Dolarından başlıyor). Yani biz sadece insanlara alan açıyoruz. Tabii onları dinliyoruz da. Üyelerimize her yıl anket yaparak LMDA’nın kendilerini nasıl daha iyi destekleyebileceğini soruyoruz. Koşullar değişiyor çünkü. Dramaturgların geçen yıl ihtiyaç duydukları bir şey bu yıl değişebilir. Bu yüzden en önemli noktalardan biri de yıl boyunca katılım engeli düşük bağlantı imkânları sunmak. O kişilerle iletişimi sürdürmek. Topluluğunuzda yer almalarını istediğinizi hissettirmek. Arayışlarına yanıt vermek. Herkesin her ihtiyacını karşılayamayabiliriz fakat nelerin konuşulduğunu takip etmek mühim.
Ayrıca LMDA’nın en iyi yanlarından biri de etki gücü. Yıllık yaklaşık 100.000 ABD Doları gibi inanılmaz kısıtlı bir bütçeyle çalıştığımızı kim duysa şaşırıyor. Tek bir yarı zamanlı çalışanımız var, üç kişi de yarı zamanlı sözleşmeli personel. LMDA diğer tüm çalışmalarını gönüllü emeğiyle sürdürüyor. Küçük ölçeklilik çevik olmamızı sağlıyor, ciddi bir esneklik ve uyum kapasitesi kazandırıyor.
Konudan sapmayayım ama bence ana fikir şu: İnsanları topluluğunuza davet edin, neye ihtiyaç duyduklarını dinleyin ve esnek yanıtlar verin. İletişimi sürdürmek çok emek gerektirebilir fakat kesinlikle bunu yapmaya değiyor.
Dramatist: Dramatist Türkiye kişisel deneyimlerimizde karşılaştığımız zorluklardan ve bir araya gelme ihtiyacımızdan doğdu. Biz tiyatronun, özellikle de dramaturji alanının yakınmalarla gelişeceğine inanmıyoruz; bunun yerine ısrarla birlikte olma kararlılığı göstermeli ve engellere rağmen üretmeye devam etmeliyiz. Sizce bu dayanışma ve yaratıcı direngenlik pratiğini nasıl daha da güçlendirebiliriz?
Sara: Isrardan, bağlantı kurmaktan ve zorlukların üstesinden gelmekten bahsetmenizi sevdim. Dayanışma ve yaratıcı direngenlik meseleleri, ortaya koymak istediğiniz işe gerçekten inanmak ve aynı hissi paylaşan bir grup kurmaktan geçer. Ekibin en çok inandığı oyunlar, yazarlar, süreçler, topluluklar ve hikâyeler üzerine fikir alışverişinde bulunduğu, bağlantılar kurduğu bir platform olmaya çalışın. Böylece dayanışma ve yaratıcı direngenlik inşa etmiş olursunuz.
Lindsey: Yaptıklarınızı yapmaya devam edin. Hedef ve programlarınızı, önemsediğiniz değerleri yansıtacak şekilde birbiriyle uyumlu hâle getirmeye çalışın. LMDA, değerlerinden asla taviz vermez. Sağladığımız dayanışmanın büyük kısmı topluluk odaklı bir hak örgütü olmamızdan ileri geliyor. LMDA yönetimindeki herkes adına konuşmuş olmayayım (gerçi herhalde aynı fikirdeyizdir) ama hiçbirimiz kendimizi “resmî dramaturji sözcüsü” gibi görmüyoruz. Bu alanda şu anda neye ihtiyaç var, en iyi ben bilirim, diye bir iddiam yok. LMDA’nın icra direktörü olarak benim elimden gelen, insanları dinlemek. Neye ihtiyaç duyduklarını söylediklerinde kaynak, hak savunuculuğu ve topluluk konularında onlara destek olmak. İnsanlar kendilerine kulak verildiğini ve haklarının savunulduğunu hissetmeli; dayanışma budur zaten.
Tabii bu, duygusal ve gergin de bir iş. Bazen yapmak istediklerimizi engelleyen kurumsal sınırlamalar oluyor önümüzde. Durumu üyelerimizle paylaşıyoruz. Ama ardından şu soruyu da soruyoruz. Tamam, yapmak istediğimizi yapamıyoruz, peki ne yapabiliriz? Nerede değişim yaratabiliriz? Direngenlik çoğu zaman işte bu noktada devreye giriyor. ABD merkezli bir meslek örgütü olarak şu sıralar bunu çok sık yaşıyoruz. Onlarca yıldır süregelen birtakım süreçleri elden bırakmak, farklı yollar denemek zorundayız. Bizim için asıl soru “Bunu yapmaya devam edecek miyiz?” değil, “Bunu değerlerimize sadık kalarak yapmaya nasıl devam ederiz?” oluyor.
“Literary manager” kavramı Türkiye’de doğrudan yerleşmiş bir meslek tanımı değildir. Tiyatro kurumlarında repertuvar planlaması, metin seçimi, yazar ve çevirmenlerle ilişkiler, yeni oyun geliştirme süreçlerinin koordinasyonu ve dramaturjik çalışmaların yönetiminden sorumlu kişiyi ifade eder.